4 Temmuz 2017 Salı

Edirne Gezi Rehberi

 
 
Tuna'sı, Arda'sı, Meriç'i ile mis gibi havası ile tarihi şehir Edirne'deydik bayramda. Şehre girer girmez muhteşem görüntüsüyle Selimiye karşılıyor. Şehrin neresini dolaşırsak dolaşalım farklı açılarla karşımıza çıkıyor. İstanbul’a yalnızca 237 km uzaklıkta, Sabah erken yola çıktığınız takdirde tüm gün Edirne’yi gezmek için yeterli vaktiniz olacaktır.

Edirne, Osmalı Dönemine başkentlik yapmış, tarihi dokusu ve yansıttığı tarihi atmosferi ile şehrin içine girdiğiniz gibi sizi etkisi altına alıyor. Kültürel mirasımızın en büyük izleri bu şehirde olup, Hamamlar, Külliyeler, Camiler, Çarşılar, Köprüler ve Kilisesi ile bir çok yapıyı içinde barındıran her bir köşesinde tarih bulunan şehir aynı zamanda hat ve süsleme sanatının en güzel örneklerine sahip olup, tıp tarihine geçen ilk uygulamaların burada başlaması da şehri daha değerli kılar.

Öncelikle şunu belirteyim, sanırım arabayla gitmek iyi bir seçenek olacak. Çünkü dolmuşla aynı rotayı yapamazdık. Hem havanın sıcaklığı hem de Balkan Savaşları Müzesi Anıtı, Karaağaç, Sağlık Müzesi gibi yerler merkeze azıcık da olsa uzak. Ama bunların dışında yürüyerek rahat rahat diğer yerleri gezebilirsiniz.

Bizim gezdiğimiz yerler şu şekildeydi;





Selimiye Cami ve Külliyesi


Sadece Edirne’nin değil; tüm Türkiye’nin en önemli yapıtlarından biri Selimiye. Nitekim 2011'de UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi'ne alındı. Selimiye, ‘Dünya Mirası Listesi’nde yer alan ikinci Osmanlı eseri olma özelliğini taşıyor. Bu ihtişamlı yapı çoğumuzun bildiği gibi Mimar Sinan’ın ‘Ustalık Eseri’dir. Yapımı 8 yıl süren cami, inşaatı tamamlandığında Sinan, rivayetlere göre 90 yaşındaydı. Bu arada caminin yapılmasını II. Selim ister ancak ibadete açıldığını ölümü sebebiyle göremez. Caminin Edirne’de inşa edilmesindeki sebep ise şehrin konumu ve İstanbul’da bu büyüklükte bir camiye ihtiyaç olmamasından kaynaklanıyormuş.




Üç Şerefeli Cami ve Eski Cami

Osmanlı yapılarıyla ünlü Edirne’de ziyaret etmeniz gereken bir çok cami mevcut. Bunlardan biri de Hükümet Caddesi’nde yer alan Üç Şerefeli Cami. Caminin yapım tarihi net olmamakla birlikte bazı rivayetlere göre 1400’lü yılların başına uzanıyor. Dört minaresi olan caminin adı diğerlerinden daha yüksek ve üç şerefeli olan minaresinden geliyor. Yine 1400’lü yıllarda yapılan bir diğer ünlü yapı da Eski Cami’dir. Her iki cami de merkezde olup; yürüyerek rahatlıkla gezebiliyorsunuz.





II. Beyazıd Külliyesi Sağlık Müzesi
Edirne’ye dair çok net şunu söylemeliyim ki; bizi en çok etkileyen yer burası oldu. 15. yy'da kurulan külliyenin içinde ücretsiz sağlık hizmeti veren şifahane Osmanlı-Rus Savaşı’na kadar açık kalmış. Her türlü hasta burada muayene edilip; sonraları sadece akıl hastalarının tedavileri yapılmış. Bu süreçte 1916 yılında sonlanmış. Burada Osmanlı zamanında sağlık hizmetlerinin, tedavilerin hatta cerrahi müdehalelerin nasıl yapıldığına tanık olacaksınız. Hatta şöyle bir anektod düşelim; Amerika’daki John Hopkins Hastanesi kurulurken bu kompleks incelenmiş ve model alınmış. Ayrıca külliye, Selimiye Camisi’nden sonra Edirne’de en çok ziyaret edilen ikinci yapı. Müze kartı geçmiyor; ama giriş 5 TL. Kesinlikle görmelisiniz.



Karaağaç

İçinde Lozan Anıtı, müzesi ve meydanı da yer alan Edirne’nin merkez ilçesine bağlı bir mahalle Karaağaç. Meriç Köprüsü’nden geçip ulaşıyorsunuz. Nehir kıyısında kahvaltımızı yaptıktan sonra Karaağaç’a doğru hareket ediyoruz. Yunanistan sınırına 4 km. uzaklıkta Karaağaç. Huzurlu ve sakin havasıyla karşılıyor bizi. Gündüz kahvemizi burada içiyoruz. Ardından Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin içinde yer alan Lozan Anıtı, müzesi ve meydanını geziyoruz. Bina eskiden tren garı olarak hizmet vermiş; ta ki 1972 yılına kadar. Bu tarihten sonra Trakya Üniversitesi’ne devir edilmiş. Karaağaç’a özellikle akşamüstü gitmenizi tavsiye ederim. Gidip çay, kahve için derim.



Yemek zamanı gelince Edirne'ye gelipte meşhur ciğerinden yemeden gitmek olmaz. Yönümüzü Ciğerci Aydın'a çevirdik ve biraz sıra bekleyerek o güzel lezzete ulaştık. Ciğer sevmeyen, yemeyen beni bile mest etti, kesinlikle tavsiye edilir. Köftesi de mevcut ve de fiyatları da uygun.

Buraya gelirken birkaç araştırmalarım sonucu badem ezmesi ve badem kurabiyesi (kavala) meşhur olduğunu duydum ve dönüş yolumuzda onları halletmeye koyulduk.



Badem ezmesi ve kurabiyesini Balıkpazarı caddesinde ufak dükkanı olan Sayınbaş'tan aldık. Dükkan çok  eski, şirin, çekmeye fırsatım olmadı ama siz gidince çekip ekleyin sosyal mecralarınıza :) sahibi de çok efendi, kibar bir bey, görülmeye değer bir yer. Kurabiye fiyatı 15TL, ezme fiyatları küçükten büyüğe şekilde 15, 25 ve 30TL.


Böylece günü tamamlayarak evimize dönüş yolumuz başlıyor. Yeniden görüşmek üzere Edirne !

29 Haziran 2017 Perşembe

Paskalya Çöreği


Paskalya Çöreği

Malzemeler


- Yarım büyük su bardağı ılık su
- Yarım büyük su bardağı ılık süt
- Yarım paket yaşmaya
- Yarım yemek kaşığı toz şeker (mayalanması için)
- 1 çay bardağı un (mayalanması için)
- Yarım büyük su bardağı toz şeker
- Yarım yemek kaşığı mahlep
- 2 adet yumurta
- 125 gram tereyağ
- Aldığı kadar un (yaklaşık 3-4 büyük bardak )

Üzerine sürmek için;

- 1 yumurta sarısı
- 1 tutam pudra şekeri
- Bir miktar fındık ya da badem kırığı

Yapılışı;

Öncelikle ılık suyun içinde mayayı şekeri eritip 10 dakika mayalanmaya bırakıyoruz.
10 dakika sonra içine ılık sütü ve 1 çay bardağı unu ilave edip biraz çırpıp ağzını kapatıp yaklaşık 15 dakika daha mayalanmaya bırakıyoruz.
Bir kasenin içinde yumurtayı yarım büyük su bardağı şekerle çırpıp mayanın içine ilave ediyoruz ve sırayla eritip ılımış olan tereyağımızı mahlebimizi de ilave ettikten sonra biraz daha karıştırıp unu eleyerek ilave ediyoruz.
Kulak memesi kıvamında yumuşak bir hamur elde edip ağzını kapatıp yaklaşık 1 saat mayalanmaya bırakıyoruz.
Mayalanan hamuru büyük çörekleriniz olsun istiyorsanız 15 eşit parçaya küçük istiyorsanız 30 eşit parçaya bölüyoruz.
Saç örgüsü yapmak için 3 eşit parça hamuru uzunlamasına yuvarlıyoruz.
Şekil verdikten sonra tepsiye aralıklarla dizip tekrar yarım saat mayalanmaya bırakıyoruz ve üzerine yumurta sarısını sürüp fındık kırıklarını serpip önceden ısıtılmış 220 derecelik fırında kızarana kadar pişiriyoruz.

Afiyet olsun.

Starbucks Kurabiye


Starbucks Kurabiye

Malzemeler


- 2 adet yumurta sarısı
- 2 yemek kaşığı ılık su
- 100 gr. pudra şekeri
- 150 gr. tereyağ ya da margarin (eritilip ılık şekilde kullanılacak)
- 1 su bardağı dövülmüş ceviz
- 1 çay bardağı damla çikolata
- 1 çay kaşığı kabartma tozu
- 1 çay kaşığı tarçın
- 300 gr. un

Yapılışı;

Yumurta sarısı, pudra şekeri, eritilip ılık şekilde olan yağ ve 2 yemek kaşığı ılık su ilave edilerek karıştırılır.
Ceviz, tarçın ve kabartma tozunu da ekleyip karıştırmaya devam edilir.
Sonrasında un ve damla çikolata da eklenerek streç filme sarılıp rulo şekli verilerek buzlukta 15 dakika kadar bekletilir.
Bir parmak kalınlığında kesilip, yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine aralıklarla dizilir.
Önceden ısıtılmış 150 derecelik fırında 20-25 dakika pişirilir.
Süresi tamamlanınca fırında alının mis kokulu kurabiyeler soğumaya bırakılır.

Afiyet olsun.

Deniz Börülcesi


Deniz Börülcesi

Malzemeler


- 1 demet deniz börülcesi
- Yarım limonun suyu
- 1-2 diş sarımsak
- 2 yemek kaşığı zeytinyağ

Yapılışı;

Öncelikle sert sap ve kök kısımları olabildiğince bıçak yardımıyla ayıralım ve bol suda yıkayalım.
Kaynayan suda 10 dakika kadar haşlayalım.
Sonrasında hemen süzüp soğuk suya tutalım.
Börülceleri köküne yakın bir boğumdan tutarak çekelim.
Fazla ezmemeye dikkat ederek, kılçığından ayrılan tüm börülceler için aynı işlemi yapalım.
Limon suyu, sarımsak ve zeytinyağı ile servis edilir.

Afiyet olsun.

28 Haziran 2017 Çarşamba

Zeytinyağlı Enginar



Zeytinyağlı Enginar

Malzemeler


- 6 adet enginar
- 1 adet havuç
- 1 adet patates
- 1 su bardağı bezelye (haşlanmış ya da konserve)
- 1 adet soğan
- 1 çay bardağı zeytinyağı
- 1 adet limon
- 1 çay kaşığı şeker
- Tuz
- 1 su bardağı su

Yapılışı;

Havuç minik küp şeklinde doğranır üzeri geçecek kadar su eklenerek haşlanmaya bırakılır.
Kaynadıktan 5 dk. kadar sonra minik küpler halinde doğradığımız patates eklenir ve sebzeler hafif yumuşayana kadar kaynatılır. Tam pişmemesi önemli.
Soğan yemeklik doğranarak yarım çay bardağı zeytinyağında hafif pembeleşene kadar kavrulur.
Üzerine patates ve havuç eklenir. 1 su bardağı bezelye de ilave edilerek karıştırılır ocaktan alınır.
Enginarlar limon ile ovularak tencereye dizilir. Üzerine hazırladığımız sebzeler dökülür.
Şeker, tuz ve yarım çay bardağı zeytinyağı gezdirilir. 1 su bardağı sıcak su eklenerek tencerenin kapağı kapatılır.
Enginarlar yumuşayana kadar pişirilir.Soğuduktan sonra servis edilir.

Afiyet olsun.

Biscotti

 
Tarif @simplyfitdays aittir. Şekersiz harika lezzet.





Biscotti

Malzemeler


- 2 adet yumurta
- Çeyrek çay bardağı pekmez
- 80 gr. kuru üzüm
- 8-10 adet kuru incir
- 75 gr. ceviz
- 4 gr. karbonat
- 220 gr. tam buğday unu


Yapılışı;

İncirleri kaynar suya koyun ve 15 dakika kadar yumuşamaya bırakın.
Yumuşayan incirleri küçük parçalar halinde doğrayın.
Yumurtalar ve pekmezi mikserle çırpın.
Bütün malzemeyi birbirine karıştırın ve yumuşak hamuru tepsiye 2 cm kalınlığında yayın.
Önceden ısıtılmış 180 derece fırında bütün halinde 30-35 dakika kadar pişirin. ( Hamur ele yapıştığı için, elinizi ıslatarak şekil verin.)
Pişen parçayı ince dilimler halinde kesin ve tepsiye yayıp, ikinci kez fırına (bu sefer 150 derecede) verin.
Hafif kızarıp, gevrek hale gelince fırından alın ve soğumaya bırakın.

Afiyet olsun.

Brüksel Lahanası

 
Tarif Cafe Fernando'ya aittir.




Brüksel Lahanası

Malzemeler


- 500 gram Brüksel lahanası
- 45 gram tereyağı
- Yarım limonun suyu
- 1/4 su bardağı krema
- 1/2 su bardağı tam yağlı süt
- 1/4 su bardağı sebze suyu (veya su)
- Tuz ve karabiber

Yapılışı;

Brüksel lahanalarını yıkayıp lekeli veya sararmış birkaç dış yaprağını koparın, kökünden de birazcık traşladıktan sonra ortadan ikiye kesin ve temiz bir mutfak havlusuna yayıp kurumalarını sağlayın.

Kapaklı geniş bir tavada veya tencerede tereyağını eritip Brüksel lahanalarını ekleyin ve orta yüksek ateşte lahanaların kesik tarafları kahverengileşene kadar kavurun (2-3 dakika). Uzun süre kavurup yumuşamalarına izin vermeyin.

Ardından ocağın altını kısıp krema, süt, sebze suyu, tuz ve karabiberini ekleyip kapağını kapatın ve yaklaşık 10 dakika, Brüksel lahanaları birazcık yumuşayıp karışımı içine çektiği anda ateşten alın.

Brüksel lahanalarını delikli bir kaşık yardımıyla servis tabağına alın. Tavada kalan sosun üzerine yarım limonun suyunu sıkıp tekrar ocağa alın ve 2-3 dakika sosu koyulaştırıp tuzu ve karabiberini ayarladıktan sonra Brüksel lahanalarının üzerine gezdirin.

Afiyet olsun.